Eşim de ben de özel sektörde çalışıyoruz. İkimizin de temposu yoğun. Ama ben iş yerindeki duygusallığımdan bazı şeyleri çok içimde yaşıyorum. Kurduğum bağların gerçekten olduğuna inanıyor(d)um. Artık gerçekle yüzleştim ve bu yazıyı her gun okumaya karar verdim.
İşte Şermin hanımın iyi haftalar mesajı :)
İş hayatı zor. Çalış, yorul,koştur,azar işit,yaptığın iş
beğenilsin,beğenilmesin, aldığın parayı hak et , etme,hak etmediğin ücreti al
yahut,ve yahut zam bekle,öfkeli patron,sevimsiz yönetici,suratsız mesai
arkadaşları,gıcık ve bir o kadar da haklı müşteri,bitmek bilmeyen
telefonlar,mailler, mesajlar,dosyalar, işe gidip geliken çektiğin trafik de
cabası.Daha saymayayım,benden fena biliyorsunuz durumu.İş hayatı öyle ama;sizi
temin ediyorum ki gerçek hayat o değil. J
Cidden değil.O yaşamak zorunda olduğumuz hayat.Asıl hayat işten çıkınca
başlıyor. Geçen gün bir arkadaşım dedi, “bu iş yerindeki durumları o kadar
kafama takıyorum ki;ama ben şimdi istifa etsem ,altı ay sonra kimse adımı bile
hatırlamaz.” Haklıydı.Ama eve gelince,
işten dolayı ev halkına yaşattığımız sıkıntıları, belki yok yere yükselen
sesimizi,asılan suratımızı; asıl hayatımız olan “ailemiz” ömrü boyunca untumaz.
Dört beş yıl önce, çok büyük bir holding sahibinin oğlundan duymuştum. İlk
tanıştığımızda ailelerden bahsetmiştik.”babam cok başarılı bir iş adamıdır;ama
benim anılarımda baba olarak yeri hiç olmadı ,çünkü hep işteydi.” Dedi.Yeni
tanıştığınız birine bunu anlatıyorsanız orada derin bir yara var
demektir.Açmayın bu yaraları çocuklara.Çalışalım tamam,işimizi
ciddiyetle,layıkıyla,en iyi şekilde yapalım;ama orada kalsın. Eve önemli
ev,içindekiler önemli.İyi haftalar kolay gelsin hadi.:)
Gerçekler. Burası sadece iş yeri. İşini yap git.