19 Kasım 2017 Pazar

Gerçek

Ben aslında çok duygusal bir insanım. Mantığımdan çok duygularımla hareket ettiğimde çoğu kez duvara toslamışlığım vardır. Bu aralar da yaşadığım bu zaten. Birinin bazı şeyleri yüksek sesle söylemesi lazım olayı kavrayabilem için. Bugün de hiç tanımadığım biri söylemiş bunu. Tamamen duygularıma tercuman olmuş. Oyuncu anne Şermin yaşar yazmış. Çalışan anne-babalar için.
Eşim de ben de özel sektörde çalışıyoruz. İkimizin de temposu yoğun. Ama ben iş yerindeki duygusallığımdan bazı şeyleri çok içimde yaşıyorum. Kurduğum bağların gerçekten olduğuna inanıyor(d)um. Artık gerçekle yüzleştim ve bu yazıyı her gun okumaya karar verdim.

İşte Şermin hanımın iyi haftalar mesajı :)

İş hayatı zor. Çalış, yorul,koştur,azar işit,yaptığın iş beğenilsin,beğenilmesin, aldığın parayı hak et , etme,hak etmediğin ücreti al yahut,ve yahut zam bekle,öfkeli patron,sevimsiz yönetici,suratsız mesai arkadaşları,gıcık ve bir o kadar da haklı müşteri,bitmek bilmeyen telefonlar,mailler, mesajlar,dosyalar, işe gidip geliken çektiğin trafik de cabası.Daha saymayayım,benden fena biliyorsunuz durumu.İş hayatı öyle ama;sizi temin ediyorum ki gerçek hayat o değil. J Cidden değil.O yaşamak zorunda olduğumuz hayat.Asıl hayat işten çıkınca başlıyor. Geçen gün bir arkadaşım dedi, “bu iş yerindeki durumları o kadar kafama takıyorum ki;ama ben şimdi istifa etsem ,altı ay sonra kimse adımı bile hatırlamaz.” Haklıydı.Ama  eve gelince, işten dolayı ev halkına yaşattığımız sıkıntıları, belki yok yere yükselen sesimizi,asılan suratımızı; asıl hayatımız olan “ailemiz” ömrü boyunca untumaz. Dört beş yıl önce, çok büyük bir holding sahibinin oğlundan duymuştum. İlk tanıştığımızda ailelerden bahsetmiştik.”babam cok başarılı bir iş adamıdır;ama benim anılarımda baba olarak yeri hiç olmadı ,çünkü hep işteydi.” Dedi.Yeni tanıştığınız birine bunu anlatıyorsanız orada derin bir yara var demektir.Açmayın bu yaraları çocuklara.Çalışalım tamam,işimizi ciddiyetle,layıkıyla,en iyi şekilde yapalım;ama orada kalsın. Eve önemli ev,içindekiler önemli.İyi haftalar kolay gelsin hadi.:)

Gerçekler. Burası sadece iş yeri. İşini yap git.

16 Kasım 2017 Perşembe

Zaman

Bazen içimdekileri anlatmak da çok zor oluyor. Kelimelere dökmek, doğru cümleleri kurmak. O kadar karmaşık olmamak gerek aslında. Düz, sade ve pratik olmak lazım sanırım.

Bağdaş, bizim yaylamız. Okul kapanır soluğu yayalada alırdık, okul açılmadan 2 gün önce de dönerdik. O kadar severdik ki küçükken. Temiz havası, doğası ve akrabalarla iç içe olmanın verdiği huzur. Kaybolmazdık, kime uzansak bir güler yüz, kime dokunsak aç mısın gel içeri. Bu şekilde büyüdük. Huzurlu ve mutlu.  Şimdi dönüp bakıyorum, yaylayı yayla yapan kişilerin çoğu yok, yalnız bıraktılar bizi.

Yaylaya gidince gözlerimin arayacağı o kadar çok insan var ki, Ateş başında oturan mavi gözlüm, yokuştan,başında her zamanki krem renk kasketini takıp sarı kızım diye sevenim, evinin önünde şiirler okuyanım, balkonundan bana seslenip gel bunu götür diyen başı yazmalımı ve yaylaya pek uğramayan en yakışıklım...

İnsan bazı değerleri kaybedince sanki çocukluğunu kaybetmiş gibi oluyor. Bugün de hissettiklerim bu yönde.

Özlüyorummm hepsiniii...