16 Kasım 2017 Perşembe

Zaman

Bazen içimdekileri anlatmak da çok zor oluyor. Kelimelere dökmek, doğru cümleleri kurmak. O kadar karmaşık olmamak gerek aslında. Düz, sade ve pratik olmak lazım sanırım.

Bağdaş, bizim yaylamız. Okul kapanır soluğu yayalada alırdık, okul açılmadan 2 gün önce de dönerdik. O kadar severdik ki küçükken. Temiz havası, doğası ve akrabalarla iç içe olmanın verdiği huzur. Kaybolmazdık, kime uzansak bir güler yüz, kime dokunsak aç mısın gel içeri. Bu şekilde büyüdük. Huzurlu ve mutlu.  Şimdi dönüp bakıyorum, yaylayı yayla yapan kişilerin çoğu yok, yalnız bıraktılar bizi.

Yaylaya gidince gözlerimin arayacağı o kadar çok insan var ki, Ateş başında oturan mavi gözlüm, yokuştan,başında her zamanki krem renk kasketini takıp sarı kızım diye sevenim, evinin önünde şiirler okuyanım, balkonundan bana seslenip gel bunu götür diyen başı yazmalımı ve yaylaya pek uğramayan en yakışıklım...

İnsan bazı değerleri kaybedince sanki çocukluğunu kaybetmiş gibi oluyor. Bugün de hissettiklerim bu yönde.

Özlüyorummm hepsiniii...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder